" Bizim bir kızımız var, tek ve en özelimiz. Onu paylaşmak bize o kadar zordu ki, defalarca ağladık, defalarca uykusuz kaldık. Hep aklımızda deli sorular, hep huzursuzluk hali ve hep tedirginlik. Sonra Parlak Ufuklar'da karar kıldık, kararımızı kalbimizin sesini dinleyerek verdik. Hani çok yer gezmedik aslında, 3 yada 4. Okuldu Parlak Ufuklar kapısından adım attığımız. Bizi cezbeden belki hani şöyle şatafatlı süslü avm gibi okullara benzememesiydi, yada ilk gün tanıştığımız ve hah işte budur dediğimiz, kızımızı emanet edeceğimiz Sezin Hanım dediğimiz öğretmenimizdi. Öyle yada böyle biz kalbimize güvendik ve bugün dahi birgün keşkemiz olmadı. Çok şey beklemediğimizden belki, tek beklediğimizin kızımızın mutlu olması olduğundan belki. Hep güvendik, hiç gözümüzün ucuyla arkaya bakmadık, bunun huzurunu yaşadık yıllarca.
Bilmediğimiz yönlerini keşfettik kızımızın, yaptığımız hatalardan döndük, beraber büyüdük, aile olduk beraber. Bir sticker ın nelere kadir olduğuna tanık olduk, bir resimdeki renkli saçın ne fırtınaların işaretçisi olduğunu anladık. Elimizin ardıyla ittiğimiz, gözümüzün kenarıyla bile bakmadığımız şeylere dikkat eder olduk, bizi tanıdık. Sonra hergün büyüdük, beraber yürüdük, düştük, kalktık. Ve sonra birgün oldu, bizim bir büyük adım daha atmamız gerekti.
O zaman daha iyi anladık biz ne kadar şanslı olduğumuzu, Esin Hanım hani söylemişti, kızımızın hazır olduğunu ama biz o zaman anladık, ardına vardık. Şimdi kızımız büyüyor ve büyüyecek, hep değişecek ama eminiz ki Parlak Ufuklar'ın ona kattığı, bize kattığı şeyler artık kalıcı. Biz Didem Hanım'a ve tüm Parlak Ufuklar ailesine ne kadar teşekkür etsek duygularımızı aktarmaya yetmez çünkü biz onlara en özelimizi, kızımızı emanet ettik ve onlar emanetimizi bugünlere taşıdılar. Hep var olsun sizler gibi eğitimciler, hep parlak olsun yurdumun ufku "
- Bahar GÜRÇAY